Pazartesi, Mayıs 05, 2008

"Ey gösterişte zengin içerikde çıplak insan! Var mıydı öyle insanları dilediğinde yanında sayıp ,içinde ki deli "öte gitsinler hele az" dediğinde yok saymak? Nereye kadar devam ederdi bu gelmesi gitmesi çok, çalkantısından artık midemin bulandığı ne istediğini bilmez hal? İşte birgün çarpacaktın duvara o gün bu gün müydü acaba?
Büyük büyük anneannem,toprağı bol olsun"her deliye bir bayrak assan değirmende bez kalmazdı" dermiş..Ne büyük laf edermiş...
Keşke içindeki fırtınaları bir başına yaşasaydında ben gibi dışı kabuklu ama içi,dokunduğunda soluveren o adını bilemediğim çiçeği soldurmasaydın.Çiçek demem kendime iltifatımdan değil,maksat söz batmasın kulağa,göze..Zira her kelimeyi diken diken atasım var yüzüne..."
İşte böyle başladı yazıya Eren..Sonra yeterince duygularını aktaracak öfkeyi hissetmedi içinde..Ve kapattı defterinin kapağını...O baldan tatlı öfkeyi tereyağlı ekmeğin üstüne sürüp gelmesi çok sürmeyecekti...