Çarşamba, Şubat 15, 2006

Akşam evine gelmiş elinde bir şarap kadehi gündüz olanları düşünüyordu.Bu kadar yalnız olmasaydı yine düşünür müydü? Galiba düşünürdü.Bu düşünceyi kafasından söküp atması günden güne zorlaşıyordu.Ve üzerine konuşmadıkça, paylaşmadıkça büyüsü daha da ağırlaşıyordu.Nasıl anlatsındı..Hiç olacak şey değildi..Derin bir iç çekti, zaten çok nadir yaşayabildiği o'nlu son zaman dilimini, bir daha bir daha düşünmek için kendini hiç değilse ruh dünyasında özgür bıraktı.
Gözlerine bakmaya dayanamıyordu.Baktığında duygularını belli etmekten korkuyordu.İlk zamanlar böyle değildi işte , ilk zamanlar dakikalarca baksada anlaşılmasından korkmazdı.Zaten ilk zamanlarda o da bilmiyorduki hayranlık mı yoksa başka bir şey mi? Eğer bilseydi bu kadar bilmeden kontrolsuz girmezdi bu girdaba..Hiç olacak şeymiydi.
Tekrar gündüz olanlara döndü.Odasına girdiğinde birdenbire bir heyecan sardı.İlk dakikalarda ne diyeceğini ne yapacağını bilemeden saçmaladı.Ordan ...burdan..konuştu.Konuşurken de söylediklerine kızıyordu.Ne saçmalıyosun sen diyordu kendi kendine.Ama herkesin düştüğü salak durumuna o da düşüyordu işte.Daha girer girmez aşktan söz etmesi olacak şeymiydi.Gülümsedi kendi kendine.Ama sanki o da heyecanlanmıştı karşısında aniden görünce.Güzelim dudaklarında ki gülümsemede hafif bir gerginlik vardı.Hiç haber vermeden pat diye gelmişti.Bir süre sonra üzerinde çalıştıkları konulara döndüler uzun uzun konuştular.Her zamanki şeyleri konuşuyorlardı ama neden bugün gözlerine bakamıyordu? Kendine sürekli toparlanmasını telkin ediyordu ve doğrusu dışardan ne kadarını becerebildiğini merak ediyordu.Bir süre sonra bu telkini bıraktı ve kendini o'nlu dakikaların kucağına attı.Kendine inanamıyordu.Hiç olacak şeymiydi..
Güzelim siyah saçlarını elleriyle geriye attığında beyaz teni daha da parlamışda sanki.Boynundan mavi bluzunun üstüne doğru uzaman ince bir kolye süslemişti boynunu.Ve haraket ettikçe dalgalanan parfümü onu sarhoş ediyordu.Bir an bu parfüm kokusunu başkalrınında duyduğunu düşünüp rahatsız oldu.Bu rahatsızlığı yaşarken ellerini izlerken buldu kendini ne kadarda güzellerdi.Keşke avuçlarının içinde tutabilseydi.Kalbi sıkıştı.Boğazında sıcak bir top ne aşağı iniyor ne yukarı çıkıyordu.Ellerine baktığını farkettirmemek için konuştukları konuyu daha sert ve ciddi boyutlara taşıdı.O bununla ilgilenirken o da ciddi yüz ifadesinin altından karşısındakini izlemek için zaman kazanmıştı.Anlatacak o kadar çok şeyi vardı ki..Zaman dursa mekan değişse mesela şu an şu evin içinde karşısında otursa.Bir kadehde onun elinde olsa.Çocukluğu, gençliği, eski aşkı, işle ilgili planları,hayalleri, eski kitaplar,tekneler, arkadaşlar.Neler anlatmazdı ki.Ne anlatsan anlardı çünkü.Belki kıvrak zekasıydı o'nu bu kadar etkileyen.Belki modern çizgili alaturka tavırları.Siz demekten asla vazgeçmemesi.O'da dokunamayacak kadar büyük bir kıymet kazandırıyordu gözünde.Etrafında böylesini hiç görmemişti.Gülünce ne kadar da güzelleşiyordu mesela..Kendine hiç kimseye söylemek üzere bunun aşk olduğunu itiraf etti.İyi de nasıl kurtulacaktı bundan.
Geçen hafta ablası ile konuşmuştu.Ablası canı ciğeri , herşeyiydi.Ablasına herşeyi anlatabilir ablası asla onu yanlış yorumlamazdı.Sanki onun içinden bir içde ablasında var gibi.
Ablası dediki bu çaresiz kıvranan acı çeken kardeşe."Konuş, konuşmalısın..başka türlü olmaz.Hiç değilse eğilimini bilirsin.Hayatta olmaz olmaz konuş ve anla" Nasıl konuşurdu konuşacak şeymiydi bu..Hiç olacak şeymiydi...
Sonra kendi kendine bir yöntem geliştirdi ..Biliyordu karşısında ki çok zeki idi.İmalardan anlam çıkarmasını sağlayacaktı.Eğer bir adım görürse en azından itiraf edecek ve bu büyüyü hafifletecekti.Sonrasını ise hiç bilmiyordu.Aslında bugün oraya ima etmek için gitmişti.Etmişti de ama heyecandan o kadar yersiz ve zamansız ima etmiştiki.İmamı yoksa havadan sudan sohbet mi belli olmamıştı.Sonra da toplantı başlamış ve kalabalık çoğalmıştı ve asla ortam bir daha doğmamıştı.
Bu aşk bir yana o'na ihtiyacı vardı.Hayatındaki çıkmazları ancak o anlayabilir ,ancak o bişeyler diyebilirdi.Diğerleri aptaldı ve asla onun gibi dinlemezlerdi.Nasıl bir insana bu kadar çok ihtiyaç duyabiliyordu ..Oysa hep kendine yetebilmişti, en zor dönemeçlerden bir başına geçmişti.Şimdiyse tüm becerileri görünmez bir kanalla karşısındakine geçmişti.O'nsuz olamazmış gibiydi.Tekrar bu oda da karşısında oturduğunu hayal etti.Sonra da dizlerine uyuduğunu..Gözlerini kapadı ve çözümsüz bir günü daha kalbi ateşler içinde iken bitirme kararı aldı ve yatağına bile geçmeden öylece uyudu...

YAZANIN NOTU: MAY BE CONTINUED

Hiç yorum yok: